Ayrımcılık Çeşitleri
2. Ücret
Ayrımcılığı
İkinci
inceleme alanımız; ücret ayrımcılığı. Temelde cinsiyet ayrımcılığına dayalı
ücret ayrımcılığı söz konusu olmasına rağmen, bazen de sırf bazı özel
sebeplerin varlığı ücretin bir diğer kişiye göre az ödenmesi haline neden
olabilir. Bu da aşağı kalır ve yadsınabilir bir durum değildir. Ayrımcılığın
her türlüsü yasaktır ve kabul edilemez.
Genel kural;
eşit işe eşit ücret düşüncesinden gelir. Yani aynı işi yapan kişiler aynı
ücrete tabi tutulmalıdır. Bu demek değildir ki kişinin bazı ayırt edici
özellikleri de hiçe sayılsın. Hak ediş ücretleri aynı seviyede ve aynı işi yapan
işçiler için eşit olmalıdır. Ayrımcılık derecesine varan ve ücret dengesizliği
yapılması kabul edilebilir değildir, burada artık ayrımcılığın varlığından
bahsedilmesi gerekmektedir.
Ayrıca eşit
işe eşit ücret ilkesi açıkça 5. maddede ifade edilmiştir. Ancak cinsiyet
üzerinde bu koruyucu önlemlerin uygulanması, daha düşük ücret uygulamasını
dengeleyememiştir. Bu madde performans ve tecrübeden kaynaklı farklı ücret
uygulaması yapılmasına engel değildir.
Eşit işe eşit
ücret uygulaması Türk İş Hukuku’nun uygulama alanı olmasının yanında 2011
yılında kamuda da kabul edilen bir ilke olmuştur. Böylece aynı unvanda olmasına
rağmen aynı işi yapmasına rağmen farklı ücret alan kişilerin önüne geçilmek
istenmiştir. Bu da gösteriyor ki; kanun koyucunun ücret ayrımcılığını her
alanda yasakladığını ve eşit işe eşit ücret ilkesinin kapsamını genişletmesi
önem arz etmektedir.
Türk iş
hukukunda eşitlik ilkesi geleneksel olarak eşitlere eşit davranılması biçimindeki
şekli eşitlik anlayışına dayanmaktadır. Şekli eşitlik anlayışı modern iş hukukunda
ayırımcılık yasağı biçiminde ifade edilmiş olup, bu konuda yapılmış çeşitli
Avrupa hukuku düzenlemeleri ile kadın ve erkekler arasında eşit davranma
ilkesinin hayata geçirilmesi söz konusu olmuş ve ayrımcılık yasaklanmıştır. Kadın
erkek eşitliğine ilişkin pek çok AB Yönergesini yürürlükten kaldıran, iş ve
istihdamda eşit davranma ilkesinin hayata geçilmesine ilişkin Yönergede28 de
doğrudan ayırımcılığın tanımında diğer cinse mensup bir kişiye oranla daha
olumsuz davranışa işaret edilmiştir. Davranışın mutlaka olumsuz olması
yetmeyip, daha az lehe olması yeterlidir. AB normlarının son dönem gelişimi sistematik
bir bütünlük içinde olmasa da maddi eşitlik yolunda önemli adımlar atıldığının
bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Ancak önemle belirtilmelidir ki,
dolaylı ayırımcılık hükümleri de maddi eşitliğin sağlanmasında yeterli
değildir. Dolaylı ayırımcılıkla da amaçlanan ayırımcılık yapılmasının
önlenmesidir. Oysa ayırımcılığın önlenmesi eşitliği sağlanmasında yeterli
olmayabilir. İş Kanunu m. 5/5’de de, işçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu
hükümlerin uygulanmasının daha düşük bir ücret uygulanmasını haklı kılmayacağı
açıkça hükme bağlanmıştır.