İşe iade davası, iş güvencesi hükümlerine tabi olan
işçiler tarafından açılabilen bir davadır. İş güvencesi ise; 4857 Sayılı İş
Kanunu 18. Maddesinde belirtilmiştir. Buna göre en az 6 aylık kıdemi bulunan belirsiz süreli iş akdi olan işçi, en az
30 işçinin çalıştığı yerden işvereni tarafından geçerli bir sebeple işine son
verilirse bu işçi iş güvencesi kapsamındadır ve işe iade davası açabilmektedir.
6 aylık kıdem belirlenirken işverenin aynı iş kolunda yer
alan işyerlerindeki işçi sayısı kıdem hesabında dikkate alınır, aynı şekilde 30
işçinin hesaplanması da bu işyerleri toplanarak hesaplanır.
İşe iade davasını kazanan işçi, 10 iş günü
içerisinde işverene işe başlamak için başvurmak zorundadır. İşveren de 1 ay
içinde işçiyi işe başlatmaz ise; en az 4 en fazla 8 aylık ücretini tazminat
olarak ödemek zorundadır.
Son dönem Yargıtay kararlarında işe iade tazminatı
belirlenirken şöyle bir kıstas alınmaktadır. Buna göre; 6 ay ile 5 yıl
arası kıdeme sahip işçi; 4 ay, 5
yıl ile 15 yıl kıdeme sahip olan işçi; 5
ay, 15 yıl ve üzeri kıdeme sahip olan işçi ise; 6 ay ile 8 ay arası ücreti kadar tazminat alması almalıdır sonucu
çıkmaktadır. Ancak bu gösterge çizelgesi sübjektif karakterli bir hukuk dalı
için kesinkes geçerli olmayabilir.
Son olarak bir notu da belirtmek gerekir, işe iade
tazminatı ile ilgili bir işçilik alacağının takibe konulması ve buna ilişkin
açılacak itirazın iptali davası da iş mahkemesinde görülür. İhtilaflı ve
tartışmalı olan nokta ise; haksız icra talepleri karşısında hükmedilen icra
inkâr tazminatına burada hükmedilip hükmedilemeyeceğidir. Yargıtay kararlarına
göre; 4 ay boşta geçen süreye ilişkin hükmedilen en az 4 aylık ücret belirlenebilir olduğundan icra inkâr
tazminatına da hükmedilmesinin gerekli olduğu yönündedir.