Anayasa
Mahkemesi Başkanlığından:
Esas
Sayısı : 2013/35
Karar
Sayısı : 2013/75
Karar
Günü : 6.6.2013
İTİRAZ
YOLUNA BAŞVURAN : Ankara 11.
İcra Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN
KONUSU : 21.5.1986 günlü, 3289 sayılı Spor Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un ek 9. maddesine, 29.3.2011 günlü,
6215 sayılı Kanun’un 10. maddesiyle eklenen “Kamu kurum ve kuruluşlarına
ait alacaklar hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat
Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacakları
haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez.” biçimindeki
yirminci fıkranın Anayasa’nın 2., 5., 10., 13. ve 125. maddelerine
aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir.
I-
OLAY
Davacı
alacaklı tarafından yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibin
kesinleşmesi üzerine borçlu spor kulübünün Spor Toto Teşkilat Başkanlığında
bulunan haklarına haciz konulması talebinin itiraz konusu kural gerekçe
gösterilmek suretiyle icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine, davacı alacaklı
tarafından icra müdürlüğü işlemine karşı şikâyet başvurusunda bulunulan
davada, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırılık iddiasını ciddi bulan
Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
II-
İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru
kararının gerekçe bölümü şöyledir:
“Mahkememize
davacı alacaklı ... vekili Av. ... tarafından icra memurluğu işlemini şikâyet
davasında icra müdürlüğünün 12.12.2012 tarihli borçlunun spor toto teşkilat
başkanlığı nezdinde bulunan isim hakkının haczine ilişkin talebinin icra
müdürlüğünce reddedilmesi üzerine red kararının kaldırılmasının icra
müdürlüğünün karar dayanak teşkil eden kanun maddesinin Anayasanın 10, 11,
48, 58 ve 59. maddelerine aykırı olduğunu Anayasa Mahkemesine itirazen iptal
davası açılmasını talep etmiştir.
Davalı
tarafa yapılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmediği
gibi cevap dahi vermemiştir.
İcra
takip dosyasının incelenmesinden davacı alacaklı tarafça davalı ... kulübü
aleyhine bonoya dayanılarak kambiyo takibi yapıldığı takibin kesinleşmesi
üzerine borçlunun malvarlığının bulunmaması nedeniyle 12.12.2012 tarihinde
alacaklı vekili borçlunun Spor Toto Teşkilat Başkanlığında bulunan haklarına
haciz konulmasını talep ettiğinde icra müdürlüğünün “...6215 sayılı kanunla
yapılan değişikliğin 10. mad. gereğince kamu kurum ve kuruluşlarına ait
alacaklar hariç olmak üzere spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat
Başkanlığındaki isim ve haklarından doğan alacaklar devir ve temlik edilemez
ve haczedilemez denildiğinden talebin reddine karar verildi” şeklinde
bir kararla talebi reddettiği bu red kararının şikayete konu edildiği
anlaşılmıştır.
KONU
İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER.
Dava
memurun alacaklının talebini reddetmesi nedeniyle İİK l6. maddesine göre
şikayet yoluyla mahkememiz önüne getirilmiştir.
İİK
16. maddesi aynen: ŞİKAYET VE ŞARTLAR başlığı altında “(Değişik:
3890 - 3.7.1940/m.1) Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna
olmak üzere icra ve iflâs dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna
muhalif olmasından veya hâdiseye uygun bulunmamasından dolayı icra
mahkemesine şikâyet olunabilir. Şikâyet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten
yedi gün içinde yapılır.
Bir
hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından
dolayı her zaman şikâyet olunabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa
Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri İşleyişi Hakkındaki 2949 sayılı
Kanunun 28. maddesi “Bir davaya bakmakta olan mahkeme:
1.
O dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya kanun hükmünde kararnamenin
hükümlerini Anayasaya aykırı görürse, bu yoldaki gerekçeli kararı; veya,
2.
Taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına
varsa tarafların bu konudaki iddia ve savunmalarını ve kendisini bu kanıya
götüren görüşünü açıklayan kararı;
Dosya
muhtevasını mahkemece bu konu ile ilgili görülen belgelerin tasdikli
örnekleri ile birlikte Anayasa Mahkemesi Başkanlığına gönderir. Anayasa
Mahkemesi Genel Sekreterliği, gelen evrakı kaleme havale eder ve keyfiyeti
ilgili mahkemeye bir yazı ile bildirir. Evrakın kayda girişinden itibaren on
gün içinde noksanlıkları olup olmadığı incelenir.
Anayasa
Mahkemesince yapılan bu incelemede, eksikleri olduğu anlaşılan işlerin geri
çevrilmesine, mahkemenin yetkisiz olduğu tespit edilen başvurmaların da
reddine karar verilir.
Anayasa
Mahkemesi işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay
içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse ilgili
mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır.
Ancak,
Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkında karar kesinleşinceye kadar
gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.
Mahkemenin
Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmemesi halinde bu iddia temyiz
merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.
Anayasa
Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği ret kararının yayımlanmasından
sonra on yıl geçmedikçe, aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla
tekrar Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı
taraf alacağını alabilmek amacıyla haciz talep edince reddedilmesi nedeniyle
yasal düzenlemenin iptalini isteyerek itiraz davasının açılmasını talep
etmiştir.
İPTALİ
İSTENEN YASA MADDESİ
İptali
istenen yasa maddesi icra müdürlüğünün red kararında dayandığı 3289 sayılı
Gençlik Ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanunun ek
9. maddesinin 6215 sayılı Kanunun 10. maddesiyle eklenen 20. fıkrası olup
aynen
“(Ek
fıkra: 6215 - 29.3.2011/m.10) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç
olmak üzere, spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim
haklarından doğan alacakları haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik
edilemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Diğer
kısımlarında yapılan düzenlemeler değil ise de maddenin son cümlesi mahkemece
2709 sayılı Kanunla kabul edilen Anayasamızın 2, 5, 10, 13, 90, 125, 138.
maddelerine aykırı bulunmuş talep üzerine Anayasa Mahkemesine 2949 sayılı
Kanunun 28/2. maddesi gereği itiraz davası açılması gerektiği kanaati
oluşmuştur.
Şikayetçi
- davacı taraf maddenin uygulanmasını açıkça talep etmiş, alacaklı şikayet
edilen taraf duruşmaya gelmemiş taraflardan birince Anayasaya aykırılık ileri
sürülmesine rağmen diğer taraf duruşmaya gelmediği için Anayasaya aykırılık
konusunda davalı taraftan 2949 sayılı Kanun 28/1. madde gereği taraflara
Anayasaya aykırılık konusunda görüş sorulmamıştır.
DAYANILAN
ANAYASA MADDELERİ
II.
CUMHURİYETİN NİTELİKLERİ
MADDE
2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı
içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta
belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk
Devletidir.
DEVLETİN
TEMEL AMAÇ VE GÖREVLERİ
MADDE
5- Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve
bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak,
işlerin toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve
hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak
surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın
maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya
çalışmaktır.”
Türkiye
Cumhuriyeti hukuk devleti olup adalet ilkelerini hazırlama görevi vardır.
MADDE
10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din,
mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek
fıkra: 5170 - 7.5.2004/m.l) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir.
Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 5982
- 7.5.2010/m.l) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak
yorumlanamaz.
(Ek
fıkra: 5982 - 7.5.2010/m.l) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife
şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler
eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Hiçbir
kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet
organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (Ek ibare: 5735 -
9.2.2008/m.l) (...) (*) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket
etmek zorundadırlar.”
Devlet
kendi kuruluşu dahi olsa kimseye ayrıcalık tanıyamaz. Herkese genel kuralları
uygulamak ve uygulanmasını sağlamak zorundadır.
MADDE
13- “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın
ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla
sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik
toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine
aykırı olamaz”
MADDE
125- “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. (Ek
hükümler: 4446 - 13.8.1999) Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve
sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya milletlerarası
tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak
yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir. Cumhurbaşkanın tek
başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî Şûranın kararları yargı denetimi
dışındadır.(Ek cümle: 5982 - 7.5.2010/m.11) “Ancak, Yüksek Askerî Şûranın
terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü
ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır.”
İdarî
işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.
Yargı
yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile
sınırlıdır. (Değişik 1. cümle: 5982 - 7.5.2010/m.11) “Yargı yetkisi, idarî
eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir
surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz.” Yürütme görevinin
kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini
kısıtlayacak, idarî eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini
kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.
İdarî
işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve
idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi
durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
Kanun,
olağanüstü hallerde, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş halinde ayrıca millî
güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması
kararı verilmesini sınırlayabilir.
İdare,
kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.
7.
ANAYASAYA AYKIRILIĞIN DİĞER MAHKEMELERDE İLERİ SÜRÜLMESİ
MADDE
152- Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun
hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan
birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa,
Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
Mahkeme,
Anayasaya aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu iddia temyiz merciince esas
hükümle birlikte karara bağlanır.
Anayasa
Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını
verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki
kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı,
esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak
zorundadır.
Anayasa
Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede
yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya
aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.
ANAYASAYA
AYKIRILIK SORUNU
Davacı
taraf iptalini talep ettiği yasa maddesinin Anayasanın 10, 11, 48, 49 ve 59.
maddelerine aykırı olduğunu öne sürmüştür.
Davada
uygulanacak ve iptali istenen madde ile Anayasa maddelerinin ilişkisi;
İptali
istenen yasa maddesi anayasamızın ikinci maddesindeki insan haklarına saygılı
demokratik bir hukuk devleti ilkesiyle bağdaşamaz. Kamu kurum ve
kuruluşlarının bazı durumlarda değil her durumda kesinti yapabilmesi
şahısların ise hiçbir halde haciz isteyememesinin ikinci maddeye uymadığı
düşünülmektedir.
Anayasanın
5. maddesindeki sosyal bir hukuk Devletidir ilkesiyle şahısların hiçbir halde
haciz yapamaması hak arama özgürlüğünün kullanılmaması sonucunu
doğuracağından uyuşmadığı aykırı olduğu düşünülmektedir.
Anayasanın
10. maddesindeki “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (Ek
ibare: 5735 - 9.2.2008/m.l) (...) (*) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun
olarak hareket etmek zorundadırlar.” Devlet kendi kuruluşu dahi olsa kimseye
ayrıcalık tanıyamaz.” İlkelerinde belirtilen kanun önünde eşitlik ve kimseye
ayrıcalık tanınamaz ilkesiyle çelişmektedir. Devlet kendi kuruluşu olsa dahi
kimseye ayrıcalık tanıyamayacakken yasa maddesinde kamuya hiçbir kısıtlama
olmadan alacağını alma imkanı verirken vatandaşa hiçbir halde bu hakkı
tanımaması 10. maddeye aykırılık oluşturur.
Anayasanın
13. maddesindeki temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması tabirine de
girmediği yasanın hangi nedenle böyle bir kısıtlama getirdiği isim hakkının
veya payının haczinin hangi kamu düzenini ihlal eder olduğu da gerek yasanın
lafzından gerekse de gerekçesinden anlaşılamamıştır.
Anayasanın
125. maddesi yasanın haczi yasaklayan kuralının idarenin her türlü eylem ve
işleminin yargı denetimine tabi olması kuralını da engellediği, yargısal
denetim dışında bıraktığı sabittir.
Mahkememiz
davacı tarafın öne sürdüğü Anayasa maddelerinin tamamına Anayasaya aykırılık
yönünden katılmamış yukarıda açıklandığı gibi 2, 5, 10, 13 ve 125. maddelere
aykırılık görmüştür.
Diğer
maddelerle Anayasaya aykırılık konusunda ilgi kurulamamıştır.
HÜKÜM:
Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Şekilde;
1-
3289 sayılı Gençlik Ve Spor Genel
Müdürlüğünün Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 9. maddesinin 6215
sayılı Kanunun 10. maddesiyle eklenen 20. fıkrasındaki “KAMU KURUM VE
KURULUŞLARINA AİT ALACAKLAR HARİÇ OLMAK ÜZERE, SPOR KULÜPLERİNİN SPOR TOTO
TEŞKİLAT BAŞKANLIĞI NEZDİNDEKİ İSİM HAKLARINDAN DOĞAN ALACAKLARI HACZEDİLEMEZ
VE BU ALACAKLAR DEVİR VE TEMLİK EDİLEMEZ” şeklindeki yasa maddesinin
Anayasamızın 2, 5, 10, 13 ve 125. maddelerine aykırılık iddiası ciddi
bulunduğundan 2949 Sayılı Kanunun 28/2. maddesi gereğince iptal davası
açılmasına,
2-
Dosyanın bir suretinin çıkarılarak Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliğine
kararla birlikte gönderilmesine,
3-
Anayasanın 152. maddesi gereği Anayasa Mahkemesi bir karar verinceye kadar az
beş ay müddetle mahkeme kararının beklenilmesine,
Davacı
vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda karar verildi.”
III-
YASA METİNLERİ
A-
İtiraz Konusu Yasa Kuralı
3289
sayılı Kanun’un ek 9. maddesinin itiraz konusu yirminci fıkrası şöyledir:
“(Ek
fıkra: 29/3/2011-6215/10 md.) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar
hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim
haklarından doğan alacakları haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik
edilemez.”
B-
Dayanılan ve İlgili Görülen Anayasa Kuralları
Başvuru
kararında, Anayasa’nın 2., 5., 10., 13. ve 125. maddelerine dayanılmış,
35. ve 36. maddeleri ise ilgili görülmüştür.
IV-
İLK İNCELEME
Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Haşim KILIÇ, Serruh KALELİ,
Alparslan ALTAN, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT,
Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri
NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN,
Muammer TOPAL ve Zühtü ARSLAN’ın katılımlarıyla 3.4.2013 gününde
yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin
esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
V-
ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru
kararı ve ekleri, Raportör Erhan TUTAL tarafından hazırlanan işin esasına
ilişkin rapor, itiraz konusu yasa kuralı, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa
kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru
kararında, itiraz konusu kuralın, insan haklarına saygılı demokratik hukuk
devleti ilkesiyle bağdaşmadığı, şahısların alacakları ile ilgili olarak spor
kulüplerinin isim hakkı gelirlerinin haczedilememesinin hak arama
özgürlüğünün kullanılamaması sonucunu doğurduğu, kamu alacakları yönünden
haciz yasağı konulmazken vatandaşların alacakları bakımından haciz yasağı
getirilmesinin eşitlik ilkesi ile bağdaşmadığı belirtilerek kuralın,
Anayasa’nın 2., 5., 10., 13. ve 125. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un
43. maddesine göre, ilgisi nedeniyle itiraz konusu kural, Anayasa’nın 35. ve
36. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
İtiraz
konusu kural, kamu kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç olmak üzere tescilli
spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim
haklarından doğan alacaklarının haczedilemeyeceğini ve bu alacakların devir
ve temlik edilemeyeceğini düzenlemektedir.
Anayasa’nın 35. maddesinde, herkesin, mülkiyet ve
miras haklarına sahip olduğu, bu hakların ancak kamu yararı amacıyla, kanunla
sınırlanabileceği, mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı
olamayacağı hükme bağlanmıştır. Mülkiyet hakkı, kişiye başkasının hakkına
zarar vermemek ve kanunların koyduğu sınırlamalara uymak koşuluyla, sahibi
olduğu şeyi dilediği gibi kullanma, ürünlerinden yararlanma ve tasarruf
olanağı veren bir haktır.
Anayasa’nın 13. maddesine göre temel hak ve
özgürlüklere yönelik sınırlamalar, demokratik toplum düzeninin ve laik
cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı gibi hak ve
özgürlüklerin özlerine de dokunamaz.
Çağdaş demokrasiler, temel hak ve özgürlüklerin en
geniş ölçüde sağlanıp güvence altına alındığı rejimlerdir. Temel hak ve
özgürlükleri büyük ölçüde kısıtlayan ve kullanılamaz hâle getiren
sınırlamalar hakkın özüne dokunur. Temel hak ve özgürlüklere getirilen
sınırlamaların yalnız ölçüsü değil, koşulları, nedeni, yöntemi, kısıtlamaya
karşı öngörülen kanun yolları gibi güvenceler demokratik toplum düzeni
kavramı içinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle, temel hak ve özgürlükler,
istisnaî olarak ve özüne dokunmamak koşuluyla demokratik toplum düzeninin
gerekleri için zorunlu olduğu ölçüde ve ancak kanunla sınırlandırılabilirler.
Demokratik bir toplumda temel hak ve özgürlüklere
getirilen sınırlamanın, bu sınırlamayla güdülen amacın gerektirdiğinden fazla
olması düşünülemez. Demokratik hukuk devletinde güdülen amaç ne olursa olsun,
kısıtlamaların, bu rejimlere özgü olmayan yöntemlerle yapılmaması ve belli
bir özgürlüğün kullanılmasını önemli ölçüde zorlaştıracak ya da ortadan
kaldıracak düzeye vardırılmaması gerekir.
Diğer taraftan, Anayasa’nın 36. maddesinde, hak
arama özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Hak arama özgürlüğünün temel
unsurlarından biri mahkemeye erişim hakkıdır. Mahkemeye erişim hakkı,
hukuki bir uyuşmazlığın bu konuda karar verme yetkisine sahip bir mahkeme
önüne götürülmesi hakkını da kapsar. Hak arama özgürlüğü demokratik
hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olup tüm bireyler açısından
mümkün olan en geniş şekilde güvence altına alınmalıdır.
Tescilli spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat
Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacaklarının
haczedilemeyeceğini düzenleyen kural, spor kulüplerinden alacağı olan
kişiler tarafından alacak davası açma ve icra takibi yapma hakkının
kullanılmasını etkisizleştirmekte, böylece hak arama özgürlüğünü bu davalar
yönünden ortadan kaldırmaktadır.
Öte yandan, tescilli spor kulüplerinin Spor Toto
Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim haklarından doğan alacaklarının
devir ve temlik edilememesi, spor kulüplerinin, alacakları üzerinde hukuki
tasarrufta bulunamamaları sonucunu doğurduğundan, bu niteliği ile itiraz
konusu kural, mülkiyet hakkının ölçüsüz biçimde sınırlandırılmasına, hakkın
özüne dokunarak kullanılamaz hâle gelmesine yol açacak niteliktedir.
Açıklanan nedenlerle, itiraz
konusu kural Anayasa’nın 13., 35. ve 36. maddelerine aykırıdır. İptali
gerekir.
Kural, Anayasa’nın 13., 35.
ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden, Anayasa’nın 2., 5.,
10. ve 125. maddeleri yönünden incelenmemiştir.
VI-
SONUÇ
21.5.1986
günlü, 3289 sayılı Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun’un ek 9. maddesine, 29.3.2011 günlü, 6215 sayılı Kanun’un 10.
maddesiyle eklenen “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait alacaklar hariç
olmak üzere, spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim
haklarından doğan alacakları haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez.” biçimindeki
yirminci fıkranın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 6.6.2013
gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
|