Çekişmeli boşanma davaları hukukumuza göre
kanunda düzenlenen belirli sebeplere dayanarak açılabilmektedir. Bu dava
sebepleriyle ilgili kısa açıklamalar aşağıdadır:
Zina sebebiyle boşanma davası: Eşlerden birinin evlilik birliği içinde
zina etmesi sonucu diğer eş tarafından açılan boşanma davasıdır. Haklı olduğunu
düşünen ve zinayı öğrenen eş öğrenmeden itibaren 6 aylık süre içinde davasını
açmalıdır. Her halde zinadan itibaren 5 yıl geçmekle bu sebepten dolayı dava
açılamaz. Eğer eşin zinası süregelen bir zinaysa son zina tarihi sürenin
başlangıcında dikkate alınır. İspat külfeti iddia eden taraftadır. Zinanın
varlığı, tanık, resim, telefon kayıtları vs. delillerle ispat edilmeye
çalışılır.
KANUN METNİ:
MEDENİ KANUN
Madde 161- "Eşlerden biri zina ederse,
diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini
öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl
geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
Hayata kast, onur kırıcı davranış ve kötü
muamele sebebiyle boşanma davası: Bu tür bir sebebin varlığında meydana gelen onur kırıcı davranış, cana
kast veya kötü muameleden itibaren 6 ay içinde davayı açmak gerekir. bu
davranışlar içine eziyet etme, hakaret, tehdit, dayak, haysiyete tecavüz, kötü
davranma, öldürme maksadıyla yarama vs. her türlü davranış biçimi bu sebeple
boşanma davası açılması için yeterlidir."
Madde 162-"Eşlerden her biri diğeri tarafından
hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede
onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini
öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden
beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur."
Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
sebebiyle boşanma davası: Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işlerse ya da onursuz bir yaşam
sürmeye başlarsa diğer eş bu sebebe dayanarak boşanma davası açabilir. Örneğin
adam öldürme, hırsızlık suçları küçük düşürücü suç sayılır. Bu suçlardan birini
işleyen eşe karşı diğer eş boşanma davası açabilir.
Madde 163- "Eşlerden
biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu
sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her
zaman boşanma davası açabilir.
Terk sebebiyle boşanma davası: Eşlerden biri evlilik yükümlülüklerini
yerine getirmez ve ortak evi terk ederse belirli koşullar yerine getirilerek bu
sebebe dayalı boşanma davası açılır.
Eşlerden biri diğerini ortak konutu terk
etmeye zorlamış ya da sebepsiz olarak ortak konuta dönmesini engellemiş ise
bunları yapan eş de terk eden eş sayılır.
Öncelikle evi terk eden eşe terkten
itibaren 6 ay geçtikten sonra (4. ayın sonunda ihtar ile) 2 ay içinde “evine
dön” ihtarı gönderilir. Noter kanalı ile gönderilen bu ihtarnamede eve dön
çağrısı yapılır ve ortak konut terk eden eşin dilediği zaman gelebilmesi için
hazır bulundurulur. Eşin eve dönmesi için gerekli masraflar da sağlanır.
İhtardan sonra 2 ay daha beklenir, buna rağmen terk eden eş ortak eve dönmez
ise bu sebebe dayalı boşanma davası açılır. "
Madde 164- "Eşlerden biri, evlilik
birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk
ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en
az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter
tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma
davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir
sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine
hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay
içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar
hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak,
boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar
isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz. "
Akıl hastalığı sebebiyle boşanma
davası: Eşlerden
birinin akıl hastalığına yakalanması, bu durumun ortak hayat için çekilmez bir
hal alması sebebiyle hastalık da geçmeyecek durumdaysa bu sebebe dayalı olarak
resmi sağlık kurulu raporu da eklenmek suretiyle dava açılır.
Madde 165- "Eşlerden biri akıl hastası olup da
bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine
olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş
boşanma davası açabilir."
Evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle
boşanma davası: Genel
boşanma sebebidir. Hatta yukarıda belirttiğimiz sebeplerin varlığı dahi bu
boşanma sebebine bağlanarak bu sebepten açılabilir.
Bu boşanma sebebi içinde örneğin eşlerden
birinin iktidarsız olması, karşılıklı olarak eşlerin sadakatsiz davranmaya
başlaması, çift cinsiyetli olma, cinsel ilişkiden kaçınma gibi sebepler
değerlendirilebilir.
Ancak mesela kadının çocuk sahibi
olamaması, kadının çalışması sebebiyle zaman zaman evi ihmal etmesi vs.
sebepleri Yargıtay tek başına boşanma sebebi olarak yeterli bulmamaktadır. Ama
tabi ki her olay kendi içinde farklılık taşıdığından bu hususların olaya göre
değerlendirilmesi gerekir.
Madde 166- "Evlilik birliği, ortak hayatı
sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa,
eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde,
davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır.
Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve
evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir
yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin
birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde,
evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı
verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe
açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların
durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır.
Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada
gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da
kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi
bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle
açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği
tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak
hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve
eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
Boşanma davalarında genel olarak dava açan
eşin kusursuz olduğu, kusurlu eşin dava açamayacağı kabul edilir. Bu sebeple
davayı açan diğer tarafın kusurunu ispata çalışırken davalı da davacının
kusurunu ispatlamaya çalışı......