AYNI TAKVİM YILI İÇERİSİNDE BİRDEN FAZLA ARAÇ ALIM SATIMI YAPMAK “BU İŞİN TİCARETİNİ YAPMAK” DEMEK Mİ?
Uyuşmazlık Konusu
Kişilerin aynı takvim
yılı içinde kaç araç alım satımı yapmasının “ticari faaliyet” olarak kabul
edilmesi gerektiği uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır.
Gelir
İdaresi Başkanlığı; Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari
kazanç saydığı haller ve Kanunun faaliyette devamlılık prensiplerinden yola
çıkarak “bir takvim yılı içerisinde
birden fazla (bazı görüşlerde ise ikiden fazla) araç alım satımı yapılmasının ticari
faaliyet kabul edilmesi gerektiğini, bu gibi durumlarda aynı yıl içinde birden
fazla araç alım satımı yapanlar için re’sen mükellefiyet kaydı açılmasının kanuna
uygun olduğunu” iddia etmekteydi.
Mükellefler
ise; “birden fazla araç alım satımını
ticari faaliyet olarak kabul ediliyor olmasının, zamanın şartlarıyla uygun bir düşünce
olmadığını, nitekim günümüzde yer alan farklı fiyatlarda ve sınıflarda onlarca
araç modeli arasından birini seçerek mükellefi en az 12 ay o aracı kullanmakla
sınırlamanın hem iktisadi icaplara olduğu hem de satın alma özgürlüğünün
engellenmesi anlamına geldiğini, kaldı ki tek bir araç değişikliği yapmak bile,
bir aracı satarken yerine yenisini almak anlamına geleceğinden iki işlem
anlamına geldiği, sayı belirlenirken sadece alım veya satımdan birinin dikkate
alınması gerektiği, ikinci el araç alım satımının daha kolay olması için
getirilen finansal kolaylıklar bir yana, hangi şahsın kar amacıyla hangi şahsın
sadece farklı aracı kullanma güdüsüyle hareket ettiğinin tespitinin de çok zor
olduğunu, re’sen mükellefiyet kaydının çoğu zaman amacı aşıp mağduriyetler
yarattığını” savunuyorlar.
Uyuşmazlığın Akıbeti
Bu uyuşmazlık çerçevesinde
ortaya çıkan; kişisel kullanım için araç satın alma ile ticari faaliyet
amacıyla araç satın alma arasında uygun bir ayrım yapılabilmesi amacıyla İstanbul
Vergi Dairesi bir tamim yayınladı ve aynı
takvim yılı içerisinde beşten daha az araç alım satımı yapılması durumunda bunu
yapan kişiler hakkında mükellefiyet açılmaması, açılan mükellefiyet varsa
kayıtların terkin edilmesi, açılan kayıt neticesinde tarhiyat varsa
kaldırılması, incelemeye veya takdir komisyonuna sevk edilmişlerse yapılan
işlemlerin durdurulması gerektiği duyuruldu.
Bu sorun İstanbul
dahilinde belirli ölçüde netleşmiş görünüyor ama bu konuda yasal veya idari bir
çözüm ihtiyacı açıkça görülüyor.
İstanbul Vergi Dairesinin
tamimi, devam eden uyuşmazlıklar ve kanımızca bugüne kadar ödeme ve uzlaşma
gibi hallerde sona ermiş uyuşmazlıklar bakımından da anlamlıdır. Bu konuda bir
mevzuat değişikliği yaşanmadığına göre, tamim öncesi yapılan işlemler
dolayısıyla mağduriyet yaşayanların mağduriyetlerinin giderilmesi ihtiyacı
doğmuştur.
İndir