HEM DAVA AÇILMIŞ VE HEM DE UZLAŞMAYA BAŞVURULMUŞ İSE UZLAŞMANIN SONUÇLANMASI BEKLENİR
HEM DAVA AÇILMIŞ VE
HEM DE UZLAŞMAYA BAŞVURULMUŞ İSE UZLAŞMANIN SONUÇLANMASI BEKLENİR
Danıştay 9. Daire
17.03.2009 gün, 2008/586 E., 2009/1378 k., sayılı kararı ile dava açıldıktan
sonra uzlaşmaya başvurulması durumunda, uzlaşma vaki olmasa dahi uzlaşma
işleminin sonuçlanmasından önce davanın esastan incelenerek karara
bağlanamayacağına hükmetti.
Vergi Mahkemesi,
davacı şirket adına yersiz katma değer vergisi iadesinden yararlandığından
bahisle düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak 2005/Aralık dönemi için tarh
edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin terkini istemiyle açılan
davayı; “3065 sayılı Katma Değer Vergisi
Kanunu’nun 11. maddesinin 1/a bendinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere
ilişkin hizmetlerin vergiden müstesna olduğu, 32. maddesinde de, bu Kanun’un
11, 13, 14 ve 15. maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle
ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin
mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak katma değer
vergisinden indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya
hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen
katma değer vergisinin Maliye Bakanlığınca tespit olunan esaslara göre bu
işlemi yapanlara iade edileceğinin öngörüldüğü, aynı yasanın 13/a maddesinde de
faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz hava ve demiryolu taşıma araçlarının
yüzer tesis ve araçların kiralaması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan
mükelleflere bu amaçla yapılan deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının
yüzer tesis ve araçların teslimleri bu araçların imal ve inşaası ile ilgili
olarak yapılan teslim ve hizmetler ile bunların tadili onarım ve bakım şeklinde
ortaya çıkan hizmetlerin vergiden istisna olduğu, (e) bendinde limanlar ve hava
meydanı inşaası yenileme ve geliştirilmesi işlevlerini fiilen kendisi yapan
veya yaptıran mükellefler ile genel bütçeli idarelere bu işleme ilişkin olarak
yapılan mal teslimleri ve inşaat taahhüt işlerinin vergiden istisna
tutulduğunun hükme bağlandığı, dosyanın incelenmesinden davacı şirketin
Almanya’da bulunan bir firma için yatırım teşvik belgesi kapsamında inşaa
edilen geminin yurt dışına ihraç edildiği ve bu ihraç ile ilgili olarak 3065
sayılı Yasanın 11/1-a maddesi uyarınca kendisine talebi üzerine mahsuben iade
işleminin yapıldığı, ancak daha sonra davacı şirketin iadeye konu ettiği
faturalardan sadece bir adedinin ihraç edilen gemiye ilişkin yüklenildiği,
bunun dışında kalan faturaların gemi inşası ile ilgili mal ve hizmet alış
faturası olmadığı, zaten 13/a maddesi uyarınca alınan istisna belgesinin satıcı
firmalara ibraz edilmesiyle gemi inşasının başladığı tarih ile yurt dışı
edildiği tarih arasında, gemi inşasına ilişkin olarak yapılan alımların katma
değer vergisi ödenmeden yapıldığı, dolayısıyla 18.12.2005 tarihinde ihraç
edilen gemi inşasıyla ilgili olarak katma değer vergisi yüklenilmediği
belirtilerek, haksız iade alındığı belirtilen vergiler için dava konusu cezalı
tarhiyatın yapıldığının anlaşıldığı, olayda, iade alınan katma değer vergisinin
18.12.2005 tarihinde yurt dışı edilen gemi nedeniyle ve ihracat istisnasından
kaynaklandığının açık olduğu, ancak davacı tarafından ibraz edilen iade hakkı
doğuran işlemlerle ilgili yüklenilen katma değer vergisi listesinde yer alan
fatura içeriği hizmetlerin “yapılmakta olan yatırımlar, liman inşası ve buna
ilişkin tesis, makine ve cihazlara ilişkin olduğu, anılan yatırım harcamalarına
ilişkin istisnanın ise 3065 sayılı Yasa’nın 11/a maddesinde düzenlenen ihracata
ilişkin olduğunun kabul edilemeyeceği zira, 15 no.lu gemi inşasının başladığı
11.05.2004 tarihinden, geminin ihraç edildiği 18.12.2005 tarihleri arasında
inşaya ilişkin olarak yapılan (…) YTL tutarlı alımlar için 13/a maddesi
uyarınca vergi yüklenilmeksizin alındığı belirtilen teslim ve hizmetlerin,
ihraca konu mal bünyesinde kullanılmadığı dikkate alındığında, yersiz iade
edildiği belirtilen vergiler için yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık
bulunmadığı” gerekçesiyle reddetmiş, davacı şirket sözkonusu kararın
“uzlaşmaya başvurulduğu, bu nedenle 213 sayılı Yasa’nın Ek 7. maddesine göre
mahkeme kararının hükümsüz kalacağı, cezalı tarhiyatın yasal olmadığı”
nedenleriyle bozulmasını talep ederek temyize başvurmuştur.
Temyiz incelemesini
yapan Danıştay 9. Daire “213 sayılı Vergi
Usul Kanunu’nun “Uzlaşma ve Vergi Mahkemelerinde Dava Açma” başlıklı 2686
sayılı Kanun’un 47. maddesiyle değişik Ek 7. maddesinde; müddeti içinde uzlaşma
talebinde bulunan mükellef veya ceza muhatabının uzlaşma talep ettiği vergi
veya ceza için, ancak uzlaşma vaki olmadığı takdirde dava açma yoluna
gidebileceği, mükellef veya ceza muhatabının aynı vergi veya ceza için uzlaşma
talebinden önce dava açmışsa davanın uzlaşma işleminin sonuca bağlanmasından
önce vergi mahkemelerince incelenemeyeceği, herhangi bir sebeple incelenir ve
karara bağlanırsa bu kararın hükümsüz sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın
ve ara kararı ile getirilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 08.02.2007
tarihinde tebliğ edilen vergi ceza ihbarnamesine karşı davacı şirket tarafından
06.03.2007 tarihinde kayda giren dilekçe ile vergi mahkemesinde dava açıldığı,
daha sonra yine aynı vergi ve ceza için 09.03.2007 tarihinde kayda giren
dilekçe ile uzlaşma başvurusunda bulunduğu, vergi mahkemesince 28.11.2007
tarihinde davanın reddine karar verildiği, 12.05.2008 tarih ve 2008/32 sayılı
tutanak ile de uzlaşmanın vaki olmadığı hususunun kayıt altına alındığı anlaşılmaktadır.
Bu
durumda yükümlü tarafından dava açıldıktan sonra aynı vergi ve cezalar için
uzlaşma başvurusunda bulunulması nedeniyle anılan yasal düzenleme uyarınca
uzlaşma işleminin sonuçlanmasından önce mahkemece davanın esastan incelenerek
karara bağlanmasına olanak bulunmamaktadır.
Buna
göre vergi mahkemesince, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Ek 7. maddesindeki
düzenleme ve davacının uzlaşma başvurusu ve dava açma tarihi dikkate alınmak
suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.”
gerekçesi ile Vergi Mahkemesi kararını bozmuştur.
İndir