İHBARCININ
İNCELEMENİN TAMAMLANDIĞI TARİHTEN SONRA İKRAMİYE ÖDENMESİ TALEBİNİ İÇEREN
BAŞVURUSUNUN REDDİNE İLİŞKİN İŞLEMİN TEBLİĞİ ÜZERİNE OTUZ GÜNLÜK YASAL SÜRE
İÇİNDE AÇILAN DAVA SÜRESİNDEDİR
Danıştay 3. Daire
16.02.2011 gün, 2009/837 E., 2011/521 k., sayılı kararı ile ihbarcının ikramiye
talep hakkının incelemenin tamamlanıp vergi ve cezaların tarh ve tahakkuk
ettiği tarihte doğacağı, bu tarihten sonra her zaman için ikramiye ödenmesi
istemiyle idareye başvurma hakkının bulunduğu, bu nedenle incelemenin
tamamlandığı tarihten sonra yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin tebliği
üzerine otuz günlük yasal süre içinde açılan davanın süresinde olduğuna
hükmetti.
Vergi Mahkemesi’nin “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen
hallerde vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, 10. maddesinde, ilgililerin,
haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için
idari makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmezse
isteğin reddedilmiş sayılacağı, altmış günün bittiği tarihten itibaren dava
açma süresi içinde vergi mahkemelerine dava açabilecekleri, altmış günlük süre
içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı, isteminin reddi
sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde
dava açma süresinin işlemeyeceği, ancak, bekleme süresinin başvuru tarihinden
itibaren altı ayı geçemeyeceğinin hükme bağlandığı, davacının 16.3.2005 günlü
başvurusu üzerine kesin olmayan bir cevap verildiğinden, anılan tarihten
itibaren altı ay içinde dava açılması gerekirken, yeni bir dava hakkı
doğurmayan ikinci başvurudan sonra, 11.8.2008 tarihinde açılan davanın
süresinde olmadığı” gerekçesiyle davanın süre aşımından reddi yönünde
verdiği kararı bozan Danıştay kararının gerekçesi şu şekilde;
“… 1905 sayılı Menkul ve Gayrimenkul Emval İle Bunların İntifa Hakları
ve Daimi Vergilerin Mektumatı Muhbirlerine Verilecek İkramiye Hakkında Kanunun
6'ncı maddesinde, bina, arazi ve arsalardan tahrir harici kalanlar ile kazanç,
hayvanlar, veraset ve intikal, muamele, dahili istihlak ve damga gibi daimi
vergilerden yanlış beyanname vermek veya çift defter tutmak veya sair
suretlerle kastedilmiş olanları haber verenlere tahakkuk edecek vergi ve misil
cezaları toplamı üzerinden Kanunda öngörülen oranlar dahilinde ikramiye
ödeneceği belirtilmiştir.
Buna
göre ihbar ikramiyesi, tahakkuk eden vergi ve cezaların toplamı üzerinden
hesaplanacağından, ikramiye talep hakkı da incelemenin tamamlanıp vergi ve
cezaların tarh ve tahakkuk ettiği tarihte doğacaktır. İhbar dilekçesinde
ikramiye de talep edilmiş olması, ikramiyenin, incelemenin sonuçlandığı ve
tarhiyatların kesinleştiği tarihte ödenmesi gerektiği anlamını taşımakta olup,
ihbar tarihinden itibaren altmış gün içinde ödenmesini zorunlu kılmadığı gibi,
incelemenin bir kaç yılda tamamlandığı dikkate alındığında hukuken buna olanak
da bulunmamaktadır.
İhbarcının,
ikramiye hakkının doğduğu tarihten sonra her zaman için ikramiye ödenmesi istemiyle
idareye başvurma hakkının bulunduğu gözetildiğinde, incelemenin tamamlandığı
tarihten sonra, 28.4.2008 gününde yapılan başvurunun reddine ilişkin 18.7.2008
gün ve 72163 sayılı işlemin tebliği üzerine otuz günlük yasal süresi içinde
açıldığı anlaşılan davada, davacının, 1905 sayılı Kanunun 6'ncı maddesi
çerçevesinde ikramiyeye hak kazanıp kazanmadığı hususu değerlendirilerek işin
esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin oluşumuyla
bir ilgisi bulunmayan 16.3.2005 tarihli başvuru esas alınarak davanın süre
aşımı yönünden reddedilmesi hukuka uygun düşmemiştir.”