ZARAR AZALTIMINA İLİŞKİN İNCELEME RAPORUNUN DAVA KONUSU EDİLMEMESİ, ZARAR AZALTIMINI KESİNLEŞTİRMEZ
ZARAR AZALTIMINA
İLİŞKİN İNCELEME RAPORUNUN MÜKELLEF TARAFINDAN DAVA KONUSU EDİLMEMESİ, RAPORA
KONU ZARAR AZALTIMINI KESİNLEŞTİRMEZ
Danıştay 4. Daire
10.11.2010 gün, 2010/5263 E. 2010/5585 k. sayılı kararı ile zarar azaltımına
ilişkin inceleme raporunun dava konusu edilmemiş olmasının, raporla tespit
edilen zarar miktarının kesinleşmesi sonucunu doğurmayacağına, vergi inceleme
raporu ile devreden zarar miktarının azaltılmasının dava konusu tarhiyatın
sebep unsurunu oluşturması nedeniyle raporda yer alan tespitler incelenmesi
gerektiğine hükmetti.
Bilindiği üzere, son
dönem Danıştay’ın zarar azaltımı öngören vergi inceleme raporlarının
-mükellefin hukukunu etkileyen yürütülebilir ve kesin nitelikte işlem kabul
edilmesi nedeniyle- vergi davasına konu edilebileceği kararları istikrar
kazanmıştır. Söz konusu kararlar çerçevesinde, kendisine zarar azaltımı raporu
tebliğ olunan bir mükellefin bu raporu dava konusu etmemiş olmasının bu rapora
konu zarar azaltımını kesinleştirip kesinleştirmeyeceği vergi davasına konu
olmuş, Vergi Mahkemesi şu gerekçe ile mükellef tarafından açılan davanın
reddine karar vermiştir:
“… davacının 2006 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu kayıt dışı
hasılatı bulunduğu yolunda düzenlenen 31.7.2008 günlü ve 961/170-10 sayılı
vergi inceleme raporu uyarınca uyuşmazlık konusu tarhiyatın yapıldığı, kayıt
dışı hasılatın tespitine ve geçmiş yıl zararının azaltılmasına ilişkin işlem
bir yazı veya düzeltme fişiyle davacıya tebliğ edilerek bu işleme karşı dava
açma olanağı tanınmadan, davacıya tebliğ edilmeyen rapordaki tespitler
doğrultusunda yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyatın
kaldırılmasına karar verildiği, anılan karar doğrultusunda davalı İdarece
1.7.2008 günlü ve 961/170-10 sayılı vergi inceleme raporu ile 2006 yılı
zararının azaltıldığına dair yazının davacıya tebliğ edildiği, kayıt dışı
hasılatın tespiti ve zarar azaltımına ilişkin rapor ile bu durumu bildiren
işlem dava konusu edilmediğinden kayıt dışı hasılat ve zarar azaltımının
kesinleştiği …”
Kararın temyizi
sonrasında Danıştay 4. Daire Tetkik Hâkiminin kararın bozulması gerektiği
yönündeki “Zarar azaltımına ilişkin
inceleme raporunun dava konusu edilmemiş olması, raporla tespit edilen zarar
miktarının kesinleşmesi sonucunu doğurmayacağından ve anılan raporla devreden
zarar miktarının azaltılması dava konusu tarhiyatın sebep unsurunu
oluşturduğundan, Mahkeme kararının, davacının 2006 yılı zararının azaltılması
yönünde düzenlenen rapordaki tespitler de incelenmek suretiyle yeniden bir
karar verilmek üzere bozulmasının uygun olacağı” ve Danıştay Savcısının
yine bu yöndeki “Vergi yargısında idari
davaya konu olabilecek nitelikte olan esas işlem tarh işlemidir. Dolayısıyla,
herhangi bir tarh işlemi yapılmadığı sürece, zarar azaltımı yolunda düzenlenen
raporun tek başına tebliğ edilmemesinin davacının menfaatini doğrudan
etkilediğinden söz edilemez. Bu nedenle, zarar azaltımına ilişkin raporun
yarattığı sonuç olan sonraki yıllara ilişkin tarhiyat işlemine karşı açılan
davada uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekmektedir” görüşleri
paralelinde aşağıdaki gerekçe ile kararı bozmuştur:
“Mükellefler hakkında düzenlenen vergi inceleme raporları ise tarh
işlemine hazırlık niteliğinde olup, düzenlenen rapor uyarınca İdarece herhangi
bir tarhiyat yapılmadığı sürece kural olarak icrailik niteliği taşımazlar.
Ancak, Vergi Usul Kanununun 134 ve müteakip maddeleri gereğince ödenmesi gereken
vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak amacıyla düzenlenen
rapor, ilgilinin devreden zarar miktarını ve sonraki dönemlerde tarh edilecek
vergisini doğrudan etkileyeceğinden ve vergi daireleri Vergi Usul Kanununun 30
uncu maddesine göre düzenlenen bu raporun gereklerini yerine getirmekle yükümlü
olduklarından, zarar azaltımına ilişkin vergi inceleme raporlarının da idari
davaya konu olabilecek icrai nitelikte işlemler olduklarının kabulü
gerekmektedir.
Öte
yandan, mükellefler hakkında düzenlenen raporda gelecek yıla devreden zararın
azaltılması gerektiği sonucuna varılması halinde incelenen döneme ilişkin
olarak herhangi bir tarhiyat yapılmasa da, yukarıda belirtilen yasal
düzenlemeler ve yapılan açıklama karşısında, raporun davaya konu edilmemesi
nedeniyle kesinleşen bir vergi borcundan söz edilemeyeceği gibi, tespit edilen
zarar miktarının kesinleştiği de kabul edilemez. Zarar azaltımına ilişkin
olarak düzenlenen rapora dayanılarak yapılan bir başka incelemede matrah farkı
bulunup tarhiyat yapılması ve bu tarhiyatın dava konusu edilmesi halinde,
devreden zararın azaltılmasına ilişkin raporda yer alan tespit ve
değerlendirmeler dava konusu edilen tarhiyatın sebep unsurunu oluşturacağından,
bu tespit ve değerlendirmelerin hukukiliğinin irdelenmesi gerekmektedir.
Bu
nedenle Mahkemece, dava konusu tarhiyatın dayanağı inceleme raporunun atıfta
bulunduğu 31.7.2008 günlü ve 961/170-10 sayılı zarar azaltımına ilişkin vergi
inceleme raporunun dava konusu edilmemesi nedeniyle zarar azaltımına ilişkin
işlemin kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde hukuka
uyarlık bulunmadığından, davacının 2006 yılı zararının azaltılması yönünde
düzenlenen rapordaki tespitler de incelenmek suretiyle yeniden bir karar
verilmesi gerekmektedir.”
İndir