DÜZELTME VE ŞİKÂYET YOLLARI, KAMU ALACAKLARININ GÜVENCEYE ALINMASI İŞLEMLERİNİ KAPSAMAZ
DÜZELTME VE ŞİKÂYET
YOLLARI, KAMU ALACAKLARININ GÜVENCEYE ALINMASI VEYA TAHSİLİ AMACIYLA YAPILAN
İŞLEMLERİ KAPSAMAZ
Danıştay Vergi Dava
Daireleri Kurulu 24.10.2008 tarih 2007/547 E. 2008/715 K. sayılı kararıyla; 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun gereğince kamu
alacaklarının güvenceye alınması veya tahsili amacıyla yapılan işlemleri
kapsamadığına, bu işlemlere karşı yapılan başvuruların düzeltme başvurusu değil
istemin reddi halinde idari davaya konu etme amaçlı yapılan başvurular olarak
değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti.
Vergi Mahkemesi’nin “2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde; idari davaların, özel
kanunlarda ayrı dava açma süresi gösterilmemişse açılacağı sürenin otuz gün olduğunun
kurala bağlandığı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un
15. maddesinde de; haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanlarca haczin tatbiki,
gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde
alacaklı tahsil dairesine ait davalara bakan vergi mahkemesi nezdinde ihtiyati
haciz sebebine karşı dava açılabileceği hükmüne yer verildiği, ihtiyati haciz
müessesesinin 6183 sayılı Kanun’da düzenlenen, amme alacağının korunmasına
ilişkin usullerden olduğu, bu özelliği nedeniyle ihtiyati hacizle ilgili
davalar için yedi gün olan daha kısa dava açma süresi öngörüldüğü, ihtiyati
haciz işlemlerinde 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesinin uygulanmasına olanak bulunmadığı,
davacı şirket hakkında alınan ihtiyati haciz kararının 02.11.2004 tarihinde davacıya
tebliği üzerine 09.11.2004 tarihinde vergi dairesi müdürlüğünden düzeltme
istendiği, bu istemin reddine ilişkin yazının 07.12.2004 tarihinde tebliği
üzerine yedi gün olan dava açma süresi geçirildikten sonra ve 08.12.2004
tarihinde açılan davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı” gerekçesiyle
süre aşımı nedeniyle reddettiği dava, davacının temyizi üzerine Danıştay 9.
Dairesi’ne gitmiştir.
9. Daire “2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesine göre, dava açma süresinin özel
kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mahkemelerinde otuz gün
olduğu ve vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve
cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, bu sürenin tebliğ tarihinde işlemeye
başlayacağının hükme bağlandığı, vergilendirme işleminden doğan anlaşmazlığın,
bir hukuki ihtilaftan değil de, maddi hatadan kaynaklanması durumunda, yasa koyucunun
düzeltme ve şikâyet müessesesi olarak adlandırılan idari başvuru yolunu
vazettiği, bu yola başvurulabilmesi için ortada hukuki ihtilaftan ziyade, Vergi
Usul Kanunu’nda belirtilen vergi hatasının bulunması gerektiği, Yasa’nın 116.
maddesinde, vergi hatasının, vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede
yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya
alınması olarak tanımlandığı, 117. maddede hesap hataları, 118. maddede ise
vergilendirme hatalarının tek tek sayıldığı, vergi, resim ve harçların tarh, tahakkuk
ve ödeme emri ile haciz işlemlerini de içeren tahsilât aşamalarında yapılan
vergi hataları hakkında mükelleflerin otuz gün ödeme emrine itirazda ve
ihtiyati hacizde yedi gün olan dava açma süresi içinde vergi mahkemesinde dava
açmak suretiyle uyuşmazlığı yargı mercii önüne getirmek hakları bulunduğu gibi
önce düzeltme yoluna başvurmak suretiyle vergi hatasının giderilmesini yetkili
makamlardan istemek, reddi halinde de dava açma sürelerine bağlı kalarak yargı
yerlerine başvurma haklarının da bulunduğu ancak, bu yolun sadece vergi
hataları yönünden incelemeye olanak tanıyacağı, 213 sayılı Kanun’un, şikâyet yolu
ile Maliye Bakanlığı’na müracaatı düzenleyen 124. maddesine göre düzeltme
isteminin bu konuda yetkili idarece reddi üzerine, şikâyet yolu ile Maliye
Bakanlığı’na başvurulabilmesinin, düzeltme isteğinin vergi mahkemesinde dava
açma süresi geçtikten sonra yapılmış olması koşuluna bağlandığı, bir başka
ifade ile dava açma süresi içinde idareden düzeltme istenmesi ve isteğin reddi
halinde doğrudan vergi mahkemesi nezdinde dava açılması gerektiği, davacı
şirketin ihtiyati haciz kararının tebliği üzerine yedi gün olan dava açma
süresi içinde düzeltme istemiyle vergi dairesi müdürlüğüne başvurduğu ve bu istemin
reddi üzerine de otuz gün içinde dava açtığından, süresinde açılan davada
düzeltme yoluna başvurulabilmesinin koşulları bulunup bulunmadığı incelenerek
dava hakkında karar verilmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle davanın reddi
yolunda verilen kararda hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle” bozmuştur.
Mahkemenin süre aşımı
nedeniyle ret kararı üzerinde direnmesi üzerine dosya Vergi Dava Daireleri
Kurulu’na gönderilmiştir. Kurul’un, mahkemenin ısrar kararının bozulması
yönünde verdiği kararın gerekçesi şu şekilde: “Vergi Usul Kanunu’nun 123.
maddesinde, mükelleflerin vergi muamelelerindeki hataları düzeltme istemine
konu yapabilecekleri düzenlenmiştir. Vergi hatalarının düzeltilmesi ve reddiyat,
Vergi Usul Kanunu’nun Birinci Kitabı olan “Vergilendirme” adı altında ve bu Kitabın
“Vergi Alacağının Kalkması” başlıklı Altıncı Kısmında yer almaktadır. Ödeme, zamanaşımı
ve terkine ilişkin düzenlemelerin de yer aldığı Altıncı Kısmın Üçüncü Bölüm hükümleri
gibi “Vergilendirme” kitabında yer alan ve vergi muamelelerindeki hataların giderilmesini
amaçlayan düzeltme yolu, kamu alacaklarının güvenceye bağlanması yahut tahsili
amacıyla tahsil dairelerince 6183 sayılı Yasa uyarınca yapılan işlemleri kapsamamaktadır.
Bu nedenle davacının, ihtiyati haciz kararını öğrenmesi üzerine tahsil dairesine
yaptığı başvuru düzeltme başvurusu olmayıp, istemi kabul edilmediği takdirde
idari davaya konu olabilecek idari işlem yaratmak amacıyla yapılmış bir
başvurudur. Davacı, hakkında alınan 15.10.2004 tarihli ihtiyati haciz kararını
değil, 09.11.2004 tarihinde verdiği dilekçenin işleme konulamayacağı ve
hakkında 6183 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanacağını duyuran idari işlemi
davaya konu yapmıştır. Bu işleme karşı açılacak idari davanın süresinin, sözü
edilen işlemin tebliğ edildiği tarihe göre belirlenmesi, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesindeki düzenleme gereği olmakla birlikte, ihtiyati
haciz kararı konu yapılmadığı için aynı düzenlemeden dolayı idari işlemlere
karşı vergi mahkemesinde otuz gün içinde açılabilecek bu davanın, ihtiyati
haciz kararına karşı daha kısa bir süre öngören ve bu süreyi yedi gün olarak
belirleyen 6183 sayılı Yasa’ya dayanılarak süre aşımı nedeniyle reddi yolunda
verilen ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir”.
İndir