TEVKİF YOLUYLA ÖDENMEYEN VERGİNİN MÜTESELSİL SORUMLULARI ADINA DOĞRUDAN ÖDEME EMRİ DÜZENLENEBİLİR
SAHTE FATURALARLA
BELGELENDİRİLEN ZİRAİ ÜRÜN BEDELLERİ ÜZERİNDEN TEVKİF YOLUYLA ÖDENMEYEN
VERGİDEN MÜTESELSİLEN SORUMLU TUTULANLAR ADINA DOĞRUDAN ÖDEME EMRİ
DÜZENLENEBİLİR
Danıştay 9. Daire
19.10.2010 gün, 2008/5546 E., 2010/3183 k., sayılı kararı ile sahte faturalarla
belgelendirilen zirai ürün bedelleri üzerinden tevkif yoluyla ödenmeyen
vergiden müteselsilen sorumlu tutulan müteselsil sorumlular adına doğrudan
ödeme emri düzenlenebileceğine, ihbarname düzenleme zorunluluğu bulunmadığına hükmetti.
Vergi Mahkemesi
açılan davayı “ödeme emri düzenlenmeden
önce söz konusu alacağın ihbarname ile istenilmesi gerektiği, öte yandan,
yasalarda öngörülen ödevlerini eksiksiz yerine getiren iyi niyetli
mükelleflerin, alım satım yaptıkları kişilerin vergilerini ödeyip
ödemediklerini takip etmekle yükümlü kılınmasının hukukun temel ilkelerine
aykırı düştüğü, zirai ürün alışı yaptığı firmanın söz konusu zirai ürünleri
müstahsilden ya da tüccardan alarak sahte faturayla belgelendirdiği hususunu
fiilen araştırması mümkün olmadığı gibi ilgili firmayla dolaylı da olsa bu
yönde bir ilişkisi bulunduğu yolunda bir tespit de bulunmayan davacı adına
düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk görülmediği” gerekçesiyle kabul etmiş, kabul kararı Vergi Dairesince temyiz
edilmiş, Danıştay 9. Daire Vergi Dairesinin
temyizini kabul ederek, “… Limited
Şirketi adına 2002 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen … gün ve …
sayılı inceleme raporu ile zirai ürün alımlarını sahte faturalarla
belgelendirdiğinin saptanması üzerine, müstahsilden alındığının kabulü gereken
zirai ürün bedelleri üzerinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94'üncü
maddesinin 11'inci bendinde öngörülen tevkifatı yapmaması nedeniyle, 193 sayılı
Yasanın 94'üncü maddesinin 11'inci maddesi uyarınca gelir (stopaj) vergisi
tarhiyatı yapılmıştır.
Zirai
ürün alımlarını … Limited Şirketinin faturalarıyla belgelendiren davacının, adı
geçen şirket ile dolaysız ya da dolaylı ilişkide bulunulduğuna dair bir tespit
aranmaksızın, salt alım-satıma taraf olması nedeniyle ödenmesi gereken ve
kesinleşen kamu alacağı için müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulabileceği,
yukarıda kuralına yer verilen 213 sayılı Yasanın 11'nci maddesinin gereği olup
adına yeniden ihbarname düzenleme zorunluluğu da bulunmamaktadır.
Bu durumda, takibe konu vergi alacağının miktar ve
mahiyet itibarıyla kesinleşip kesinleşmediği, davacının iddialarının, kendisine
ödeme emri tebliğ olunan kişi tarafından ileri sürülebilecek iddialar
kapsamında olup olmadığı, fatura düzenleyicisi şirket adına düzenlenen vergi
inceleme raporu uyarınca Aralık 2002 dönemi için yapıldığı anlaşılan tarhiyatın
dava konusu yapılıp yapılmadığı, davaya konu edilmiş ise ne şekilde
sonuçlandığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken,
yazılı gerekçeyle ödeme emrinin iptali yolunda verilen vergi mahkemesi kararı
hukuka uygun görülmemiştir.” gerekçesi ile Vergi
Mahkemesi kararını bozmuştur.
İndir