Haberleşmenin
Gizliliğini İhlal suçu “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı
Suçlar” bölümünde yer almaktadır. Haberleşmenin Gizliliğini İhlal
suçuna Türk Ceza Kanunu’nun 132. Maddesinde yer verilmiştir.
Bu suça
ilişkin verilecek ceza; “haberleşme
hürriyeti”, “iletişim özgürlüğü”, “haberleşme
hakkı”, “özel hayatın gizliliği” ve “gizli alan mahremiyeti” kavramlarını
korumaktadır.
Kanun koyucu
haberleşme kavramının ne olduğundan bahsetmemiştir, bu da teknolojik ve son
dönemdeki gelişmelere haberleşmenin birçok yolla yapılabileceğini
göstermektedir. Haberleşme, üzerinde mutabakata varılamamakla birlikte insanlar
arasında iletişimin bir takım araçlar ile sağlanmasıdır.
Demokratik bir
toplumun gereği olan haberleşme hürriyeti insan özgürlüğünden ileri
gelmektedir. Bu sayede insanlar güvenli ve olması gerektiği gibi haberleşme
sağlamaktadırlar. Haberleşme özgürlüğü,
hak öznesinin dilediği kimselerle dilediği biçimde haberleşmesinin
engellenmemesi ve bu haberleşmenin ilgililerin izin ve onayı olmadıkça üçüncü
kişilerin algı ve müdahalesinden korunmasını ifade etmektedir.
Haberleşmenin
gizliliğinden ise; kişiler arasında bir haberleşmenin gerçekleştiği, bir bilgi
veya verinin aktarıldığı hususu, hem de bunun içeriğinin gizliliği
anlaşılmalıdır.
Türk Ceza
Kanunu’nun 132. Maddesinde yer alan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu için
verilecek ceza 1 yıl ile 3 yıl arasıdır.
Bu suçun üç ayrı unsuru vardır; İlki “haberleşmenin
gizliliğini ihlal”, ikincisi; “haberleşmenin
gizliliğini ifşa”, üçüncüsü ise; “haberleşmenin
gizliliğini rızaya aykırı şekilde ifşa”. Bu unsurların artması suçun
nitelikli halinin varlığını gerektirir o da suça ilişkin verilecek cezayı
artırmaktadır. Şöyle ki; suçun temel haline verilecek ceza 1 ile 3 yıl arası iken, ifşa halinde bu ceza 2 ile 5 yıl arası
olmaktadır. Kendisiyle yapılan haberleşmeyi rızaya aykırı şekilde
yayınlayan ve ifşa eden kişi de 1 ile 3
yıl arası ceza almaktadır.
T.C Anayasası
22. Madde “Haberleşme Hürriyeti”ni düzenlenmektedir. Bu maddede herkesin
haberleşme hürriyetine hakkı olduğu, haberleşmenin gizliliğinin esas olduğu,
yetkili hâkim kararı olmadıkça da haberleşmenin engellenemeyeceği
belirtilmektedir. Anayasal düzende bu hükmün güvence altına alınması da önemlidir.
Uluslararası yasalarla da desteklenmiş haberleşme hürriyeti, diğer birçok
hürriyetin temeli konumundadır.
Haberleşmenin
gizliliğini ihlal suçu soruşturulup kovuşturulması şikâyete bağlı bir suçtur.