Zimmet suçu “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine
ve İşleyişine Karşı Suçlar” bölümünde yer almaktadır. Zimmet suçuna
Türk Ceza Kanunu’nun 247. Maddesinde yer verilmiştir.
Bu suça ilişkin verilecek ceza; “kamu idaresine olan güven”, “millete ve
devlete olan güven” kavramlarını korumaktadır.
Kanun maddesinde görevi nedeniyle
tevdi edilen mal dediğine, burada mal kavramını taşınır ve taşınmaz olarak tüm
mallar olarak anlamalıyız. Yani bunun misli ya da misi olmayan bir mal olmasına
gerek yoktur. Suç vasfı için ekonomik bir değer taşıyor olmasının gerekli
olduğunu savunabiliriz. Bu suçun konusu kamu görevlisine görevi nedeniyle tevdi
edilmek olduğuna göre, kamu görevlisine “görevi sebebiyle” verilmiş
olmalıdır. Yani metinden çıkaracağımız sonuç icbar veya ikna yoluyla değil,
salt görev sebebiyle bu malın verilmiş olmasıdır.
Zimmet suçunun hükümlerinde açıkça
kamu görevlisi yazdığı için bu suç bir özgü suçtur ve kamu görevlisi kişi tarafından işlenebilir. Mağduru ise devlettir,
yani burada kamu görevlisine malını görevi yüzünden tevdi eden şahıs mağdur
değil devlet mağdur durumundadır.
Türk Ceza Kanunu 247. Maddede; kamu
görevlisine “koruma ve gözetme” görevlerine aykırı hareketi suçu
oluşturur diyerek bu iki görevin bir arada yürütülmesi gerektiğine işaret
etmiştir. Ancak zimmet fiilinde kendisi “veya” başkası hesabına malın
geçirilmesini suç açısından yeterli saymıştır. Burada kendisi veya başkası
durumu seçimlik bir haldir, yani ikisinden herhangi biri fiilde varsa suç
oluşmuştur. Bu suça ilişkin verilecek ceza 5
yıl ile 12 yıl arasıdır. Nitelikli halleri de düzenlenmiştir. Şöyle ki;
Türk Ceza Kanunu 247/2-3; “Suçun,
zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi
halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Zimmet suçunun, malın geçici
bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi halinde, verilecek
ceza yarı oranına kadar indirilebilir.”
Türk Ceza Kanunu 248. Madde Etkin
Pişmanlık hallerini düzenlemiştir. Buna göre; “Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen malın aynen iade
edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek
cezanın üçte ikisi indirilir. Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak,
zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen
tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Etkin pişmanlığın
hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir.”
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere malın
değerinin azlığı suçu oluşturmama veya daha az cezayı gerektiren bir hal
olabilmektedir. Şöyle ki Türk Ceza Kanunu 249. Madde uyarınca; “Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın
değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir.”
Zimmet
ve İrtikâp suçuna özel şekilde; Türk Ceza Kanunu
251. Maddede Denetim Görevinin İhmali
başlıklı bir hüküm kurulmuştur. Bu hükme göre; “Zimmet veya irtikâp suçunun işlenmesine kasten göz yuman denetimle
yükümlü kamu görevlisi, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulur.
Denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya irtikâp suçunun işlenmesine imkân
sağlayan kamu görevlisi, üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.”