Özel hayatın gizliliğini ihlal konusu TCK’nın birçok bölümünde yer
aldığı gibi Anayasa ve Uluslararası metinlerde de üstüne fazlaca düşülen bir
konu olmuştur.
Özel hayat; kişinin mahrem alanını belirten ve kişiye özel alan olarak
göze çarpar. Yani kişinin gözden uzakta, kendisine ait özel kıldığı alanlar
özel hayata girer. Bu alanın ihlalinin en çok görüldüğü yer malumdur ki Bilişim
alanıdır.
Teknoloji ve internetin gelişimiyle birlikte özel hayatın gizliliği
tartışılır hale gelmiştir. Bilişim sektörü içerisinde yer alan özellikle sosyal
medyayla göze çarpan bu ihlaller konusunda elbette kanunun öngördüğü ve
yaptırımlara maruz bırakılan yerlerdir.
Bir örnek olarak; ayrılma safhasında olan eşlerden birinin diğerinin
mail hesaplarına girmeye çalışması ve bu sayede eşe ait diğer özel alan
bilgilerinin elde edilmeye çalışılması özel hayatın gizliliğini ihlaldir.
Bunun yanında ayrılma süreçleri devam ederken; eşlerden birine ortak
konut diye gelen mektubun açılması, eşin telefonundan farklı numaralar aranarak
suçlu konuma düşürülmesi de aynı şekilde ihlale örnektir.
Doktoruna güvenerek muayene olan ve önemli bir rahatsızlığı olan, aynı
şekilde eczanesinden güvenerek ondan ilaç alan hastanın bilgilerinin internette
ifşa edilmesi de özel hayatın gizliliğini ihlaldir.
Sosyal medya araçlarını kullanarak ünlü biri hakkında hesap açıp onun
adına görüşmeler yapan kişiler de özel hayatın gizliliğini ihlal ekseninde
cezalandırılmıştır.
Tabi ki her yapılan ihlal de suç sayılmayabilir, rıza konusu burada
önemlidir. Kendi özel alanı ile ilgili haber yapılmasını isteyen bir birinin
özel hayatı ihlal edilmiş olmamaktadır.
Ünlülerin özel hayatı en çok tartışılan alandır, topluma mâl olmuş
dediğimiz çok ünlü kişilerin magazin veya “paparazzi” amaçlı görüntülerinin
gizli çekilmesini dahi, Yargıtay özel hayatın gizliliğini ihlal olarak nitelendirmemiştir. Ancak
bu demek değildir ki ünlülerin koruma alanı yoktur, ünlülerin de ihlallerden
dolayı kazandıkları davalar vardır ve göz ardı edilemez.
Bu bağlamda özel hayatın gizliliğini ihlal konusu somut olaya göre
yorumlanabilecek bir konu olup hassasiyet arz etmektedir.
TCK’da düzenlenmiş bir suç olduğu için Cumhuriyet Başsavcılığı’na
şikâyet yolu da suçun varlığının ispatı ve gidilecek aşamalar olarak ilk yapılacak
işlerdendir.